5 Temmuz 2014 Cumartesi

İnterbus Macerası 3. Bölüm- Budapeşte

16 Haziran sabahını Budapeşte'de karşılıyoruz. Konaklama yapacağımız ilk şehir. Kaldığımız otel - adı Oryantel ya da öyle bir şeydi :) - çok da iç açıcı sayılmaz. Lakin baştan söylemek gerekiyor, bu organizasyona girerken öyle çok yıldızlı otel beklentim yoktu zaten ve gezi boyunca yapılan konaklamalar beklentilerimi karşıladı diyebilirim.

Ayrıca  o kadar yorgun hissediyor ve duş alabilmek için can atıyorsunuz ki çok da önemli olmuyor otel. :) 

Otelde kısa bir moladan sonra şehre dalıyoruz.En baştan söylemeliyim.O kadar şehir gezdim :) , ilk 3 sıralamasını olmazsa olmazı bu şehir. O kadar yani :) 

Şehir Macaristan'ın başkenti bildiğiniz üzere ve Başkentliğe yakışacak bir şehir gerçekten .
Tuna nehrinin iki yanındaki Budin ve Peşte'nin birleşmesiyle oluşmuş bu şehir.
Ortam sakin. Burada kalabalık kavramı yok sanırım.Olsa da İstanbul'daki ile aynı anlamda kullanılmadığı kesin.


Tarihi yapı muhteşem bir uyum içinde.Şehrin dokusuna aykırı sırıtan bir bina görmedim. Merkezden uzaklaştıkça görüntüler biraz değişiyor tabi.Ama bence yine de bir bütünlük var şehirde.
Tuna nehri üzerindeki köprüler muhteşem.Tam 8 adet.
 -Aslanlı Köprü
-Megyeri Köprüsü
-Arpad Köprüsü
-Margaret Köprüsü
-Elizabeth Köprüsü
-Liberty Köprüsü
-Petafi Köprüsü
-Lagtmanyosi Köprüsü

Hepsinin ayrı ayrı hikayeleri tarihleri var.Ortak noktaları ise hemen hemen hepsi 2. Dünya savaşında yıkılmış,hasar görmüş ve tekrar inşa edilmişler.

Aslanlı köprünün hikeyesi ilginç:

Köprü ilk yapıldığında , mimarı William Clark , eğer köprü bittiğinde bir hata bulunursa kendini öldüreceğini söyler ve bu titizlikle köprüyü hatasız yapmaya çalışır. Gün gelip köprü bittiğinde bütün halk toplanır ve köprüde mimari ve statik açıdan bir hata bulamazlar. Lakin bir çocuk bir eksikliği görür ve Aslanların dillerini yutup yutmadığını sorar. Köprüyü süsleyen aslanları yapan heykeltıraş aslanların dillerini yapmayı unutmuştur.
Mimarın sözlerini hatırlayan heykeltıraş, Tuna nehrine atlayarak intihar etmiştir.
İşte bu ve diğer bütün köprüler Tur rehberimizin de söylediği üzere  özellikle gece ışıklandırma ile izlendiğinde muhteşem manzaralarla bir ziyafet çektirmektedir insanlara.Hele Tuna nehrinde ufak bir yat gezisi ile içkinizi yudumlarken bu manzarayı seyretmek neredeyse Boğazı seyretmek kadar iyi...Ama neredeyse :) 


Geceyi otelde mışıl mışıl! uyuyarak geçirdikten sonra Budapeşte'de son durak Kahramanlar Meydanını ziyaret ediyoruz. Opera binasının biraz ilersinde kalan meydan,Ülkenin kahramanlarının heykelleriyle süslenmiş.Turist kaynıyor.Akıllı bir meydan tasarımı :)



İşin özeti;
Şehir muhteşem.Macarlar güzel yemek yapıyorlar.Gulaş adlı geleneksel yemekleri bizim damak zevkimize çok uymuyor ama tarihi bir geçmişi var o yemeğinde ...
Şehir sakin,düzenli.İnsanlar saygılı.Bisiklet yollarına ve yayalara gösterilen saygıya İstanbul'da yaşayan biri olarak hayran kaldım. Kızları güzel.Erkekleri de güzel.
F/P olarak tek geçebileceğim şehirlerden ilki burası sanırım. :)

Gece yola çıkıp sabaha Bratislava'dayız! Orasının da ayrı bir güzelliği var ayrıntılı biçimde anlatacağım :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder